DİĞER
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Kuvvetli tahaffuz çarelerinden birisi de aşıdır. Çiçek, kolera, tifo, veba, difteri, verem ve kızılın bugün aşıları vardır. Aşılananlar bu hastalıklara yakalanmazlar. Aşı sayesinde eski hükümdarlar gibi zaman zaman icrayi saltanat eden ve birçok insanların ölümüne mucip olan kolera, veba afetleri tarihe karışmıştır. Kızıl, kuşpalazı belki verem de unutulacak."
"Hikâye dinlemek güzeldir, ama hikâye anlatıcılığı da özenilen bir durumdur. Bir konserde dinleyiciyken o sahnede olduğunuz hayalini kurmak gibidir. Zira hikâye anlatıcılığı dünyanın en eski mesleği olarak kabul edilir ve dünyada (bence) ilk sahne bu anlatıcının oturduğu taş, kütük veya topraktır..."
Pandemiden en çok zarar gören sanat dallarından biri tiyatro oldu. Oyuncu, yönetmen, yazar... tiyatro emekçileriyle görüşerek bu süreci anlamaya, neler yaşandığını öğrenmeye çalıştık. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi farklı illerden 16 tiyatro insanıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşi dosyamızın bu ilk bölümünde; karantina sürecinin nasıl başladığına, neler yaşadıklarına ve ekonomik sorunlarına nasıl çözümler bulduklarına odaklanıyoruz.
"Yaşadığımız salgın, edebiyatı besleyip, yeni bir edebiyata kapı aralar mı acaba? Eğer aralarsa, o aralanan kapıdan nitelikli eserler çıkar mı? Edebiyatta bir salgın yaşanır mı? Kıyamet romanlarına karşı hazırlıklı mı olmalıyız? Peki salgın sırasında edebiyat, okur için bir sığınak işlevi görür mü? Daha düne kadar kitapla hiç arası olmayan, ne var ki evlere kapanma süreciyle birlikte kitap kurdu kesilen okurların 'okurluğu' bize ne söyler?"
2018 Nobel Edebiyat Ödülünün sahibi Polonyalı ünlü yazar Olga Tokarczuk’un New Yorker’da yayımlanan pandemiye dair denemesini Neşe Taluy Yüce’nin çevirisiyle sunuyoruz.
"Pandeminin yüzleşme aynasını yüzümüze tuttuğu bu günler –evde kalabilenler için– kendimizle, korkularımızla baş etmeye çalıştığımız, sınırlarımızı gördüğümüz zamanlar. Dışarıda olmak durumunda kalanlar içinse aynaya yansıyanlar, baş etmek durumunda kaldıkları şeyler çok daha katmanlı ve ürkütücü."
"Eintracht Frankfurt’un Avusturyalı orta saha oyuncusu Stefan Ilsanker’in Kicker’e verdiği mülakatta söylediklerinin altını çizdim. 'Çok kazanıyoruz, muhtemelen haddinden fazla kazanıyoruz,' demiş açık yüreklilikle. Peşinden, 'birilerinin haddinden fazla kazanmasının,' neden başka alanlarda da sorgulanmadığını sormuş. Bravo! Buyurun, 'Futbol sadece futbol değildir'i işte buradan yakalım!"
"Ev, hem zamanı hem kişisel tarihimizi yoğurur duvarlarında. Hangi halının altında neyle karşılaşacağımız belli değildir çoğu zaman. Ama bu hal, daha çok, bizim evle ilişkimizde saklıdır."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.